Astrolojiyle İlgili Bilmek İstediğiniz Her şey!

2 Kasım 2025 Pazar

Merhaba sevgili okuyucularım,

Önemli bir aya adım attık. Geçen hafta başlayan bu yeni döngü, Kasım ayıyla birlikte derinleşmeye başlıyor. Gökyüzü bu ay boyunca bizi kolay yollardan değil, öğretici sınavlardan geçirecek. Gezegenler yavaş yavaş mutsuz oldukları pozisyonlardan seslenmeye başlarken, “Zor koşullarda kimim ben?” sorusuyla yüzleşeceğiz.

Bu süreçte kendimize ne kadar güveniyoruz, baskı altındayken ne kadar dirayetliyiz hepsi bir bir ortaya çıkacak. Evren, “Her şey senin istediğin gibi olmayabilir ama bu da senin büyümen için” diyor. Şimdiden bu ayın bütün zorluklarının güzelliklere vesile olmasını diliyorum.

Haftaya iki inatçının karşılaşmasıyla başlıyoruz: Venüs ve Jüpiter zorlu bir açıyla birbirine meydan okuyor. Bu etki 7 Kasım’a kadar hissedilecek.

İlişkiler, aile bağları, hatta iş çevresi… Bizi sıkıştıran dinamikler ortaya çıkabilir. “Benim yerim neresi?” sorusunu derinlemesine düşündürecek olaylar yaşayabiliriz. Ev, yer değişimi veya maddi konularla ilgili kararlar almakta zorlanabiliriz.

Sevgiyle başladığımız yerlerde bile sınır koymak zorunda kalabiliriz. Bu dönemde önemli olan şey, yalnız kalmaktan korkup yanlış bağlara sarılmamak. Kendi iç sesine güvenmek, beklentisiz sevmeyi öğrenmek ve “her şey değişebilir” gerçeğini kabullenmek olacak.

4 Kasım Mars Yay Burcuna Geçiyor

Hafta enerjisini tamamen değiştiren önemli bir geçiş. Mars, 15 Aralık’a kadar Yay burcunda ilerleyecek ve hayatımıza hareket, mücadele ve bolca cesaret getirecek.

Ancak dikkat: Mars Yay’da ne kadar istekliyse, o kadar da sabırsızdır. Bir şeye büyük hevesle başlamak ama yarıda bırakmak bu dönemde sık görülebilir. “İstediğimi gerçekten istiyor muyum?” sorusunu sık sık sormamız gerekecek.

Enerjimizi doğru yöne akıtmak çok önemli. Spora başlamak, bedenimizi şekillendirmek, kişisel motivasyonumuzu güçlendiren şeylerle ilgilenmek faydalı olur. Ancak büyük sözler verirken dikkatli olmalıyız. Bu enerjide hevesle verilen sözlerin altını doldurmak kolay değildir.

Mars Yay’a geçtiğinde Uranüs’le sert, Neptün ve Plüton’la destekleyici açı yapacak. Bu da başkalarının fikirleri, söylentiler veya yönlendirmeleriyle hareket etmememiz gerektiğini hatırlatıyor. “Ben ne istiyorum?” sorusunu netleştirmek artık şart.

Yeni insanlarla tanışmak, topluluklar içinde yer almak, dil öğrenmek, bilgi paylaşmak için çok verimli bir süreç. Yeter ki enerjimizi dağınık değil, bilinçli kullanalım.

5 Kasım Boğa Burcunda Süper Dolunay: “Güven mi, inat mı?”

Evet, geldik haftanın en önemli olaylarından bir tanesine.

5 Kasım’da saat 16:19’da 13° Boğa burcunda bir süper Dolunay gerçekleşiyor. Ay, Dünya’ya en yakın konumunda olacak. Bu nedenle bu kez Ay’ı gerçekten gözümüzle her zamankinden büyük, parlak, canlı bir şekilde göreceğiz.

Üstelik Boğa, Ay’ın en sevdiği burçlardan biri olduğu için bu Dolunay duygusal tatmin açısından oldukça yüksek bir seviyeden bize konuşacak.

Dolunaylar doğası gereği içsel zıtlıklarımızı ortaya çıkarır; duyguların büyümesi, bastırılmış hislerin yüzeye çıkması, kararlarımızı duygusal tepkilerle şekillendirmemiz kaçınılmazdır. Bu Dolunay’ın çok radikal bir açısı yok ama tam da bu yüzden etkileri derinden ve yavaş yayılacak.

Bu süreçte güven duygusu, standartlar, para, konfor ve üretkenlik temaları ön planda olacak.

Kendimize şu soruları sormamız gerekiyor:

“Parayı nereye harcıyorum? Param var mı? Maddi güvenlik hissim ne durumda? Hayatta gerçekten neye değer veriyorum?”

Bu Dolunay, fiziksel dünyayla olan bağımızı, uygulama becerimizi ve somut sonuçlara ulaşma isteğimizi test ediyor.

Venüs ve Mars Yay burcunda ilerlerken hareket enerjisi yüksek; ancak Merkür durağanlaşıyor, bu da anlaşılma, ifade ve güven konularında engeller getirebilir.

Bu dönemde kime güveneceğimizi, kimlerin gerçekten yanımızda olduğunu yeniden sorgulayacağız.

Bazen insanlara çok güvenip hayal kırıklığı yaşamış olabiliriz. Belki yıllarca savunduğumuz şeyler artık bize hizmet etmiyor. Dolunay bu farkındalığı gözlerimizin önüne serecek:

“Tutunduğun şey seni büyütüyor mu, yoksa aşağı mı çekiyor?”

İştah artışı, duygusal yeme eğilimleri, bedensel tembellik gibi etkiler görülebilir. En güzeli, kendi yemeğini yapmak, kendine şefkatli davranmak, küçük jestlerle içsel huzuru beslemek olacak.

Sağlık açısından boyun ve boğaz bölgesi hassas olabilir; duygular boğazda düğüm gibi birikirse bedende kendini gösterebilir.

Bu Dolunay konforu değil, konfor alanını terk etmeyi öğretecek.

İnatla aynı yerde kalırsak, kayıplar ani ve sert olabilir. Gökyüzündeki ateş enerjisi hızlı sonuçlar doğurabilir, “bir anda oldu” diyebileceğimiz gelişmelere açık bir dönem.

Artık bazı doğrularımızın yanında sağlam durma, sınırlarımızı belirleme zamanı.

Yeni başlangıçlar için uygun bir gökyüzü değil; fark etmek, kabullenmek, yavaş yavaş kendi döngümüzü yeniden kurmak en doğrusu olacak.

7 Kasım Venüs Akrep Burcuna Geçiyor: “Tutku mu, takıntı mı?”

7 Kasım’da Venüs Akrep burcuna geçiyor.

Bu geçişle birlikte ilişkilerde ihtiras, gizlilik, kıskançlık ve güç savaşları sahneye çıkıyor.

Arkadan dönen entrikalar, yasak ilişkiler, değersizlik hissi ve sevgi arayışında takıntıya varan duygular bu dönemde gündeme gelebilir.

Sevgi, saf hâlini kaybedip sahip olma isteğiyle karışabilir. Tutku ve cinsellik yoğunlaşsa da içimizde bir yan hep daha fazlasını isteyebilir.

Venüs Akrep’te zararlı konumdadır; bu da sevgi dilini sertleştirir.

Kendimizi güç savaşlarının içinde bulabilir, kontrol etme isteğiyle yorabiliriz.

Karşımızdaki kişiye entrika çevirmek, manipülasyon yapmak ya da duygusal baskı kurmak bu dönemde çok kolay ama bir o kadar da yıkıcı olabilir.

Aynı zamanda görsellik, estetik ve dış görünüşle ilgili radikal değişiklikler için uygun bir dönem değil.

Bu enerjide yapılan ani değişiklikler sonradan pişmanlık yaratabilir.

Venüs Akrep’e geçtiğinde Plüton’la sert açı yapacak. Bu etki, duygusal olarak güçlü görünme çabamızı tetiklerken, bastırılmış arzuların da yüzeye çıkmasına neden olacak.

Kiminle ne kadar samimiyiz, kim bizi gerçekten görüyor, kim sadece kendi gücünü kanıtlamak için yanımızda hepsi netleşecek.

Bu açı, ilişkilerde büyük bir karışıklık enerjisi yaratabilir.

Bir anda geçmişe dönmek, eski sevgililerle iletişime geçmek, eski dosyaları açmak isteyebiliriz.

Ancak bu dönüşler çoğunlukla duygusal bir yanılgıdan kaynaklanır. Merkür’ün de durağanlaştığı bu günlerde, geçmişi yeniden yaşamak bizi şifalandırmaktan çok yıpratabilir.

Venüs–Plüton açısı, “ya hep ya hiç” duygusunu tetikler. Sevgide derinleşmek isterken, kontrolü kaybedebiliriz.

Bu yüzden bu dönemde, özellikle 7–10 Kasım aralığında, kıskançlık, sahiplenme, obsesyon veya manipülasyon enerjilerine dikkat etmek gerekiyor.

Plüton’un gölgesi karışıklık yaratır ama asıl amacı temeli çürümüş ilişkileri yüzeye çıkarmaktır.

Fakat unutmayalım; Akrep her zaman karanlıktan geçerek ışığı bulur. Bu dönem, ilişkilerde neyi gerçekten dönüştürmek istediğimizi gösterecek. Sevgi, sadece bir duygu değil, aynı zamanda bir aynadır. Kendimizi değersiz hissettiğimiz yerde, karşımızdakini suçlamak yerine “Ben nerede kendimi geri çektim?” demek en büyük şifadır. Venüs Akrep geçişi, sevgi anlayışımızı kökten yenilemek ister. Gerçek bağ, kontrolle değil, teslimiyetle oluşur. Bu yüzden bu süreçte yüzeye çıkan her duygu aslında içsel dönüşüm için bir fırsat olacak. Kendini korkusuzca sevmek, başkasının sevgisine ihtiyaç duymadan var olabilmek… işte Venüs’ün Akrep’teki en büyük öğretisi budur.

8 Kasım Uranüs Yeniden Boğa Burcunda: “Yedi Yılın Hesap Defteri”

Haftanın bir diğer etkisi: Uranüs yeniden Boğa burcuna geçiyor. Bu geçişle birlikte Uranüs, 7 Haziran 2026’ya kadar Boğa’da kalacak. Ve şimdi, 26 Nisan 2018 civarında başlayan döngünün “son yedi yıl raporunu” önümüze koyuyor. Belki o dönemde ani bir kararla bir şeyleri değiştirdik. Yer değiştirdik, düzenimizi bozduk, risk aldık… Ya da tam tersine, değişim fırsatlarını erteledik, aynı konfor alanında kaldık. Şimdi o kararların, o ertelemelerin sonuçlarıyla yüzleşme zamanı geliyor.

Uranüs Boğa’da güven, maddi düzen, üretkenlik ve istikrar temalarını sarsarak ilerler. Parayla ilgili konularda, kişisel değer duygusunda, hatta yaşam tarzımızda son yedi yıldır süren dengesizlikleri görünür kılar. Bu dönem, “Artık nerede sağlam durmak istiyorum?” sorusunu içimizde yankılanacak.

Eğer hâlâ bir direniş varsa taşınmak, iş değiştirmek, finansal düzen kurmak, aidiyet hissi oluşturmak gibi konularda Uranüs artık “karar ver” diyecek. 2026’ya kadar bu etkiyle birlikte kalıcı adımlar atabilir, yıllardır sallanan temelleri güçlendirebiliriz. Yedi yıldır kapanmayan konular, yarım kalan dönüşümler, hayatın bizi hep aynı noktaya getiren olayları bu süreçte çözülmek üzere karşımıza çıkacak.

Bu dönem, “değişimden korkma, onu yönlendir” enerjisi taşıyor.

Uranüs son bir kez bize soruyor: “Gerçekten özgür müsün, yoksa sadece güvende mi hissediyorsun?”

9 Kasım Merkür Retrosu Başlıyor: “Zihin Geri Sarıyor”

Evet aşkım, haftayı önemli bir etkiyle kapatıyoruz. 9 Kasım’da Merkür hızını yavaşlatarak yılın son retrosunu başlatıyor. İletişim, haberleşme, düşünme, yolculuk, seyahat ve öğrenme konularında hayat biraz karışabilir; çünkü Merkür Yay burcunda retroya giriyor ve bu, onun en huzursuz olduğu konumlardan biri. Merkür Yay burcunda retroya başladığında zihnimiz dağılır, odak kaybolur, iletişimde hatalar çoğalır. Yeni başlangıçlar, imzalar, evlilikler, sözleşmeler, anlaşmalar ve elektronik alımlar için bu dönem kesinlikle uygun değil. Merkür retrodayken evren bize “Dur, düşün ve yarım kalanı tamamla” der. Bu süreçte geçmişte başlattığımız ama tamamlayamadığımız işler yeniden gündeme gelebilir.

Eğitimler, yurt dışı bağlantılı planlar, akademik süreçler, yarım bırakılmış kitaplar veya ertelediğimiz seyahatler tekrar önümüze düşebilir. Merkür’ün gerilemesi 19 Kasım’a kadar Yay burcunda sürecek. Yani en karışık, en hareketli dönemlerinden birinde olacağız.

Bu dönemde klasikleşmiş bazı Merkür retro “atasözleri” vardır, hatırlayalım:

“Merkür retro’da gelen, Merkür retro’da gider.”

“Exxen değil, next olmaz.”

“Merkür retro’da yapılan anlaşma, kelimelerde boğulur.”

“Retro’da dönen aşk, dersini almak için döner.”

Bu cümlelerin hepsi boşuna söylenmemiştir çünkü Merkür retrosu özellikle ilişkilerde iletişim testidir. Geçmişten gelen insanlar, eski sevgililer, yarım kalmış konuşmalar geri döner. Ama çoğu zaman bu dönüşler kalpten değil, dürtüden olur. İlk etapta Yay burcunda başlayan bu retro, ardından Akrep’e geçecek;

Venüs’ün de Akrep’te olmasıyla birlikte tutku, özlem ve cinsellik temaları öne çıkacak.

Kısacası, bu dönemde “özledim” diye gelenlerin çoğu ruh değil, beden özlüyor. Merkür retroda gelen mesajların, itirafların çoğu kalıcı değildir. O anlık bir boşluğu doldurmak içindir. Ama bir yandan da retro bize bazı netlikler verir:

Bazı ilişkiler kesin biter, bazı bağlar sessizce kapanır.

“Merkür retro’da gelen Merkür retro’da gider” derken aslında tam da bunu kastediyoruz:

Bu dönem ya tamam ya devam. İletişim kazalarına, yanlış anlaşılmalara, unutkanlıklara dikkat etmeliyiz. Mesaj atmadan önce iki kez oku, imza atmadan önce iki kez kontrol etmeliyiz. Elektronik cihaz alımlarını, önemli görüşmeleri ve sözleşmeleri ertele. Merkür retrosu, evrenin “dur, nefes al” deme şeklidir. Bazen yavaşlatır ki, duyman gereken sesi gerçekten duyabilesin. Bu yüzden acele etme; konuşmadan önce düşün, karar vermeden önce hisset. Geçmişten geleni hemen sahiplenme, çünkü bu dönemde her şey yeniden düşünülmek için gelir tekrar yaşanmak için değil.

Ve belki de bu retro bize en çok şunu hatırlatacak: “Gerçek iletişim konuşmak değil, anlamaktır.”

Sevgilerimle

Sema Sidar